ÜYE GİRİŞİ ÜYE OLMAK İÇİN ALTTAKİ LİNK İ TIKLA

ACIPAYAM

DENİZLİ İLİ ACIPAYAM İLÇESİ
ACIPAYAM İLÇE TANITIM
acıpayam
denizli acıpayam
acıpayam denizli
acıpayam resimler
acıpayam fotoğraflar
acıpayam manzaralar
acıpayam görüntüler
acıpayam spor
acıpayam video
acıpayam haber
acıpayam harita
acıpayam ulaşım
acıpayam iklim
acıpayam yemekleri
acıpayam turizm
acıpayam otel
acıpayam yurt
acıpayam pansiyon
acıpayam konaklama
acıpayam konut
acıpayam emlak
acıpayam daire
acıpayam lojman

acıpayam arsa
acıpayam toki
acıpayam kiralık
acıpayam satılık
acıpayam türbeleri
acıpayam sağlık
acıpayam hastahanesi
acıpayam devlet hastahanesi
acıpayam kaymakamlık
acıpayam belediye
acıpayam nüfus
acıpayam emniyet
acıpayam meb
acıpayam eğitim
acıpayam okul
acıpayam kurs
acıpayam lisesi
acıpayam ekonomi
acıpayam sanayi
acıpayam ticaret
acıpayam tarım
acıpayam hayvancılık
acıpayam dağları
acıpayam akarsuları
acıpayam dernek
acıpayam doğa
acıpayam gezi
acıpayam tatil
acıpayam kültüt
acıpayam sanat
acıpayam
 Eski çağlarda " İndos Vadisi" olarak bilinen bölge; sırasıyla Hititler, İonlar, Akalar, Frigler,Lidyalılar, Persler Helenler ve
Roma İmparatorlukları'nın egemenliği altında kalmıştır. 1071 Malazgirt Savaşından sonra Anadolu'ya gelen göçmen Türk Boylarından Oğuz Kafilesi'nin Avşar Oymağı'na bağlı Karaağaç Baba yönetimindeki bir kol Eşeler Dağı Eteği'ne (bugünkü Dodurgalar, Yazır, Kumavşarı, Darıveren Kasabaları ve çevresi),diğer kolu da Elmadağı eteğine (bugünkü Karahöyük Avşarı, Yeşilyuva, Yatağan çevresi) yerleşmişlerdir. Merkezi Kütahya'da olan ve bugünkü Serinhisar İlçesine sınır Germiyanoğulları Beyliği, bereketli Hamit Ovası'nı (Acıpayam Ovası)ele geçirmek amacıyla uzun süren savaşlar yapmışlardır. Bu savaşlar sonucunda Avşar Beyi Karaağaç Baba önderliğinde Germiyanoğullarından kurtulmuş Hamitoğulları'nın eline geçmiştir.Daha sonraları bölge, tekrar Germiyanoğulları'na geçmiş, Germiyan oğlu Süleyman Şah'ın Osmanlılarla akraba olmas
ı nedeniyle kızı Devlet Hatun'u Osmanlı Hükümdarı Murad Hüdavendigar'ın oğlu Beyazıt'a verdiğinden Hamit Ovası çeyiz olarak verilmiş ve Osmanlılara katılmıştır.(1381) Sultan Beyazıt'ın Moğol İmparatoru Timur'a yenilmesi sonucu, Osmanlıların zayıflaması ile bölge tekrar Germiyanoğullarına geçmiştir. Germiyanoğulları'ndan memnun olmayan bölge halkı Hamitoğulları'na bağlanmak isteğiyle başkaldırmıştır.Bu nedenle bölge halkı bir süre "Asi Karaağaç" olarak anılmaya başlanmıştır. 1429 yılında ikinci kez Osmanlılara geçen bölge Isparta Sancağı'na bağlanmıştır.Isparta Sancağı'nda iki Karaağaç olunca birine "Şarkikaraağaç" diğerine de " Garbikaraağaç" adı verilmiştir.Böylece bölge halkı "Asi" töhmetinden kurtarılmıştır. Bir süre sonra Burdur'un sancak olması nedeniyle bölge Burdur Sancağı'na bağlanmıştır. 1869 yılında belediye teşkilatı kurulan Garbikaraağaç,
 1870 tarihli "Osmanlı İdari Nizamna- mesi " ile 1871 yılında ilçe olmuştur. 1888 yılında Denizli Sancağı'na bağlanan Garbikaraağaç, sonradan ACIPAYAM adını almıştır. Bölge halkının Germiyanoğulları'na karşı vermiş oldukları mücadele günümüze kadar gelen " Avşar Beyleri" türküsü ile ifadesini bulmuştur.
 ACIPAYAM İLÇE COĞRAFYA
 Acıpayam ilçesi, Anadolu Yarımadas'nın güneybatısında, Ege Bölgesinin güneydoğusunda yer almaktadır. Denizli iline bağlı olan ilçe, ilin güneydoğu kesiminde yer alır. Yüzölçümü 1.925 km2 olup, Denizli'nin en büyük ilçesidir. Ege Bölgesi ile Akdeniz Bölgesi arasında geçiş noktası olan ilçenin; doğusunda Burdur ilinin Yeşilova, Tefenni, Gölhisar, Çavdır ilçeleri, batısında Tavas ve Beyağaç ilçeleri, kuzeyinde Serinhisar ve Çardak ilçeleri, güneyinde Çameli ilçesi ve Muğla ilinin Köyceğiz ilçesi ile sınırı bulunmaktadır. İlçenin deniz seviyesinden yüksekliği 950 metredir. Ovalar: Acıpayam Ovası: İlçenin orta kesiminde, yükseltileri1.500-2.500 metre
Arasında değişen dağlarla çevrili bir çöküntü alanın en alçak kesimini oluşturur. Denizden yüksekliği 980 metre kadardır. Kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda uzunluğu 42 km, eni ise en geniş yerinde 15-18 km kadardır. Yaklaşık 725 km2 lik bir alan kaplar. Ova, kuzeyden yüksekliği 2.500 m’yi aşan Honaz Dağı, doğudan da 2.200 m’yi aşan Eşeler Dağı ile sınırlanır.Güney ve güneydoğusunda yükseklikler biraz azalırken, batısında yine 2.000 metrenin üzerine çıkar.Ova, güneyde, kuzeydoğu-güneybatı yönünde uzanan Gireniz Vadisi ile birleşir. Acıpayam Ovası jeolojik yönden oldukça genç bir çöküntü havzasının sonradan alüvyonlarla dolmasıyla oluşmuştur. Kırmızımsı kireçli toprakları oldukça derin ve verimlidir. Ova, Ege Bölgesinin ve Yurdumuzun en önemli ovalarından birisidir.Toplam tarım arazisi 413.260 dekar olup, 100.000 dekarında sulama yapılmaktadır.
 Ovada daha çok tahıl tarımı yapılır. Bunun yanında tütün,anason önemli bir yer kaplar ve kaliteli olarak yetiştirilir. Sulama yapılan alanlarda başta kavun, karpuz, fasulye, domates, şeker pancarı yetiştirilir. Ovanın kenarlarına doğru meyve ağaçları yoğundur. Akarsular: Dalaman Çayı: Gölhisar'ın güneyinde Yeşilgöl Dağı'nın kuzey yamaçlarından çıkar. 229 km uzunluğundaki Dalaman Çayı, önce kuzeye, daha sonra kuzeybatıya yönelerek Gölhisar Ovası’ndan geçer; bu kesimde Gireniz Çayı adıyla anılır. Ardından Acıpayam Ovası'nın güneyinde büyük bir dirsek yaparak güneybatıya yönelir. Buraya kadar olan kesiminde az eğimli bir yayla suyu görünümünü taşır. Acıpayam Ovası'ndan sonraki orta kesiminde ise zaman zaman genişliği 2,5 metreye kadar inen dar ve derin vadiler içinden geçer ve çağlayanlar yaparak büyük bir hızla akar. Yöre halkı bu vadilere Gireniz Vadisi(Gireniz Deresi) adını verir. İki tarafındaki dağlardan gür akışlı Hüsniye ve Gürlek sularını, doğudan ise yazın kuruyan Gökçay, Örençay, Cehennem Deresi gibi küçük suları aldıktan sonra, Ören Tepe ile Bulgurlu Tepe arasından Dalaman Ovası'na girer. Burada bir ova ırmağı biçiminde
yavaş akarak doğudaki Kara Burun ile batıdaki Akça Burun arasından Sarısu yöresindeki sığ bataklıkta Akdeniz'e ulaşır. Bir çok yeraltı kaynaklarıyla, özellikle Gölhisar yöresindeki kalkerli yapı altındaki sularla beslendiği için yaz mevsiminde de suları boldur. Akaçlama havzası 3.500 km2 olan çayın ortalama debisi 49 m3/sn’dir. Dalaman Çayı Rafting Sporları için uygun bir yerdir. Burası en kısa sürede turizme kazandırılmalıdır. Dağlar: Honaz Dağı: Ege Bölgesi'nin en yüksek dağıdır. Denizli ilinin 25 km doğusunda, Merkez ilçe ve Acıpayam Ovası arasında yer alır. Yüksekliği 2.528 metredir. Doğu-batı ve kuzey-güney doğrultularında yaklaşık 15 km boyunca uzanır. Genelde kütlesel bir biçim gösterir. Honaz Dağı, Büyük Menderes çöküntü alanının bir parçası olan Çürüksü(Aksu)Havzasının güney kenarında çok dik yamaçlarla birden yükselir. Bu kesimde adını aldığı Honaz ilçesi yer alır. Batıdaki Babadağ kütlesinden Bağırsakdere ile ayrılır. Doğuda Kocaçay'ın derin vadisiyle sınırlanır.
Güneyinde uzanan Acıpayam Ovası'na kuzeyde olduğu gibi dik olarak inmez; araya geniş alanları kaplayan 1.200-1.300 metre yüksekliğindeki plato düzlükleri girer. Göçerler tarafından yaylak olarak kullanılan Honaz Dağı'nın kuzey yamaçlarının alçak kesimlerinde kızılçam, daha yükseklerde ise karaçam ormanları geniş yer tutar. Honaz Dağında bugün "Yamaç Paraşütü" yapılmaktadır. Bozdağ: Acıpayam ilçesinin güneybatısında, Gireniz Vadisi ile Tavas ilçesinin Barza Ovası arasındadır. Tavas-Acıpayam ilçe sınırını oluşturur. Yüksekliği 2.421 metredir. Eşeler Dağı: Acıpayam Ovası'nın doğusunu kuşatır. Denizli-Burdur sınırı boyunca uzanır. Yüksekliği 2.254 metredir. Elmadağı: Dalaman Çayı'nın (Gireniz Çayı) güneyini kuşatır. 1.805 metre yüksekliktedir. Denizli-Burdur sınırını çizer ve Söğüt Dağları'nı içine alır. Vadiler: Gireniz Vadisi: Halk arasında "Gireniz Deresi" olarak bilinir. Acıpayam ilçesinin güneyinde olan bu vadi, Çameli İlçesi ve Bozdağ arasında yer alır. Gireniz Vadisi boyunca Acıpayam'a bağlı 19 yerleşim yeri vardır Kelekçi, Alcı, Akşar, Benlik, Çakır,
 Çiftlik, Eskiköy, Gölcük,Güney, Hacıkurtlar, Hisar, Karaismailler, Kuzören, Ören, Olukbaşı, Sandalcık, Suçatı, Yolçatı, Boğazdere). Gireniz Vadisi boyunca kızılçam, karaçam, çınar, söğüt, ılgın ve Bozdağ'ın yükseklerinde sedir ağaçları yer alır. Yaylalar: Eşeler Yaylası: Acıpayam'ın doğusunda yer alır. Dodurgalar Kasabasından ulaşılır. Şaman Yaylası: Acıpayam'ın güneybatısında, Tavas ilçe sınırındadır. Bu yaylaların dışında dağlar üzerinde otlak olarak kullanılan irili ufaklı çok sayıda yaylalar bulunmaktadır. İklim: Coğrafi yönden Ege Bölgesi içindedir. Ege Bölgesi ile Akdeniz Bölgesi geçiş noktasında olması nedeniyle değişken iklimi vardır. Kuzey kısımlarında göller Bölgesi'nin iklim özelliklerini taşır. Yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve yağışlı, bazen de kışlar ılıman geçer. Güneye inildikçe Gireniz Vadisi boyunca Akdeniz iklimi hüküm sürer. Bitki Örtüsü: Acıpayam ilçesinde yüksek alanlar ormanlarla kaplıdır. Kızılçam, karaçam en belirgin bitki örtüsüdür. Güneye inildikçe Akdeniz Bölgesi tipik bitki örtüsü olan "maki" Gireniz'de de hakimdir. Bozdağ'ın yükseklerine doğru sedir ağaçları görülür. Dalaman Çayı boyunca söğüt, çınar, ılgın ağaçları görülür. Bunun yanında halkın yetiştirdiği selvi kavağı, kanada kavağı, ceviz, kiraz, payam(badem), armut, elma ağaçları epeyce yer alır
ACIPAYAM İLÇE EKONOMİ
 TARIM VE HAYVANCILIK
 İlçenin ekonomisi genelde tarım ve hayvancılığa dayanır. Bunun yanında küçük sanayi ve el sanatları, ticaret, maden işçiliği, fabrika işçiliği ilçe halkının önemli gelir kaynaklarıdır. Ayrıca yurtdışında çalışmakta olan vatandaşlarımızın burada bulunan yakınlarına ekonomik destek sağladıkları görülmektedir. DSİ'nin hazırlamış olduğu Acıpayam Ovasını Sulama projesinin yapım çalışmaları devam etmektedir. Projenin bütününde iki baraj ve iki gölet projesi yer almaktadır. Bunlardan Yapraklı Baraj İnşaatı tamamlanmış olup buradan su verilmeye başlanmıştır. Belkaya Barajı inşaatı ise devam etmektedir. Akalan Dodurgalar göletlerinin yapımı için yatırım programına alınması beklenmektedir. Bugün projenin tamamlanan bölümünde 30 bin hektar alan sulu tarım yapabilme imkanı bulunmaktadır. Bunun yanında eski su kooperatifleri tarafından organize edilen yer altı sulama sahaları bulunmaktadır. Bazı yerlerde şeker pancarı, anason, nohut ve tahıl üretimi yapılmaktadır. Tahıl ürünlerinin çok az miktarı ilçe dışına çıkarılmakta, diğer ürünlerin çoğu ise ilçe dışına sevk edilmektedir. İlçenin en önemli gelir kaynaklarından biri de tütündür.İlçede en iyi tütün Alaattin kasabasında yetiştirilmektedir. Ovanın sulanabildiği takdirde gelir seviyesi yükselecektir.
 ACIPAYAM İLÇE YEMEKLERİ
 Tuzlama: Buğday,nohut ve mısır karışımıyla veya sade mısır ile yapılır.Her şekilde sadece haşlanır,sonradan tuz ilave edilir.Yanında garnitür olarak ceviz,badem veya fıstık konulur.Az sulu veya susuz olarak yöremizde küçük farklılıklar göstermektedir. Un Helvası: Tavada yağ kavrulur. İçine un ilave edilir. Un yağda iyice korkutulup, kavrulur. Sonra içine pekmez veya şekerli su dökülür. Pişirilmeye devam edilir. Kahverengi bir görünüm alınca pişmiş kabul edilerek ocaktan indirilir.Servis yapılır. Kuru patlıcan dolması: Yazdan bolca patlıcan oyularak kurutulur .Kurutulan patlıcanlar haşlanırken dolma içi hazırlanır. Kıyılmış yağlı et, biraz bulgur ve pirinç,karabiber,kıyılmış maydanoz,ince doğranmış soğan,kırmızı toz biber,salça,tuz iyice karıştırılarak iç hazırlanır.Karışımın yumuşak olmasına özellikle dikkat edilir.Haşlanmış patlıcanlar bu iç ile doldurulur.Su ilave edilerek pişirilir. Kaba Çörek: Hamur bir gün önceden mayalanmaya bırakılır. Mayalı hamur, kalın şekilde küçük parçalar halinde açılıp içine genellikle çekilmiş haşhaş, yoksa çökelek ve peynir koyulur.
Sonra üç katlı olacak şekilde katlanır. Yağa atılıp pişirilir. İsteğe bağlı olarak piştikten sonra üzerine ağda dökülebilir.Servis yapılır. Gelin turşusu: Etli tabir edilen acı ve iri taze biberler közde pişirilir ve soyulur.Bir kapta düğülmüş sarımsağın üstüne,ekşili su(özellikle koruk suyu),tuz karıştırılır.Bir kaba konulan soyulmuş biberlerin üzerine dökülür. Top tarhana aşı: Top tarhana ve nohut akşamdan ıslatılır.Top tarhana.nohut ve kemikli at ateşe konulur.Pişerken kuru biber ve salça ilave edilir.Tümü kısık ateşte pişirilir.(Top tarhananın yapılışı şöyledir:Unu özel,yani iri öğütülür.Yoğurdunun keçi yoğurdu olmasına özen gösterilir.Büyük kapta su iyice kaynatıldıktan sonra un eklenir ve pişince bir bez üzerine serilir.Soğuyan bu hamur ayran haline getirilmiş yoğurtla yoğrulur.Sonra 18,20 gün kadar bekletilmek üzere geniş bir kabın içine konulur.Gün aşırı karıştırılır.Günü gelince de bez üzerine ceviz büyüklüğünde serilir ve kurutulur. Gömbe: Kalın bir hamur hazırlanır. Hamur hazırlanırken yağ ile birlikte yoğrulur. Kalın bir şekilde açılıp üzerine çekilmiş haşhaş dökülüp ikiye katlanır. Bakır leğenin içine koyulur. Önceden hazırlanmış ateşin sadece közleri bırakılır ateş söndürülür.
Geniş leğen közlerin üzerine koyulup, leğenin üzeri bir kapla örtülür. Onunda üzerine iyice köz koyulur. Ve pişmeye bırakılır. Sonra alınıp kesilir ve servis yapılır. Hamur aşı(Arap aşı): Hamuru elde etmek için genişçe bir kaba su koyulur.Su kaynayınca üzerine un dökülmeye başlanır.Biraz tuz atılır.Hamura hem un dökülür hem de karıştırılmaya devam edilir.Hamur hafif kırmızımsı renk aldığında iyice yoğunlaştığında pişmiş sayılır.Pişen hamur geniş bir sininin üzerine dökülür.Soğuyunca dilimlenerek çorbaların özellikle un çorbasının yanında servis edilir. Koca Çora Aşı: Özellikle kış aylarının yemeğidir. Tencereye su ve karnıkara adında pişince kırmızı bir boya çıkaran fasulye katılır ve pişirilir. Sonra bulgur ilave edilir. Bulgur suyunu çekince ve iyice pişince ocaktan indirilir. Pişerken soğanla birlikte kızartılan yağ yemeğin içine dökülür. Bazen içine pişerken dökülmeyip, yemek piştikten sonra servis yapılırken kızartılmış olan tereyağı üzerine dökülür. Bu yemek özellikle turşu ile yenir. Un çorbası: Tavada tereyağ ile un kavrulur.Az salça ilave edilir.Tavuk suyu veya
et suyu ile sulandırılır.İçerisine kuru acı biber ilave edilir.Kısık ateşte özleşene kadar pişirilir.Arap aşı ile servis edilir. Keşkek: Buğday dövülerek kabuğu atılır.Kabuğu soyulunca yıkanıp güneşte kurutulur.Tencereye koyulur ve su ilave edilir.İçine kemikli et ve tereyağı katılır.Ateşe koyulur.İyice pişip suyu çekimce servise hazırlanır.Üzerine tereyağında kavrulmuş kırmızı biber gezdirilir. Etli Saç Böreği: Etler küçük parçalara ayrılır ve soğan doğranır. Ateş yakılıp üzerine büyük sac konur. Yufka açılır. Yarım tarafına hazırlanan iç koyulup yufka ikiye katlanır. Dökülmemesi için uçları bastırılır ve sacın üzerine koyulur. Pişince ters çevrilip iyice pişirilir. Alt ve üstü yağlanır ve soğuyunca servis yapılır. İsteğe bağlı içine acı biber ilave edilir Sini Böreği: 3-4 tane yufka hazırlanır. İçlik olarak genelde kıyılmış ve kavrulmuş ciğer ve soğan, yoksa kıyma hazırlanır. Sini közlerin üzerine konup üzerine yağ dökülür. Yufkalar sininin üzerine koyulur. Her yufkanın arasına hazırlanan içlik koyulur. Üzerine yağ dökülüp pişmeye bırakılır. Pişerken alt tarafı pişince bir defa alt üst edilerek çevrilir. Pişince dilimler halinde kesilip servis yapılır.
  ACIPAYAM İLÇE TÜRBELERİ
 1 - KARAAĞAÇ BABA TÜRBESİ:
 Acıpayam İlçesi'nin Kumavşarı Kasabası içinde, Ortaokul mevkiindeki sokak içindedir. Hiçbir bina özelliği olmayan çok basit bir yapıdır. Bakım ve onarımı ile Osman UĞUR'un ilgilendiği ifade edilen Türbe, briketle çevrili, sıvasız, oldukça bakımsız, dört köşeli, ahşap çatılı, kiremit örtülüdür. Türbe içindeki kabir briketle çevrilmiş, çukur içinde adeta harabe durumundadır. Daha önceleri kubbeli, mimari özelliğe sahip bir türbe iken bakımsızlıktan yıkılarak şimdiki durumuna getirilmiştir. Kitabesi yoktur. Sonradan Kumavşarı Belediyesi'nce yeniden yaptırılmıştır. Acıpayam İlçesine adını veren(Garbi Karaağaç) Karaağaç baba, Avşar Oymağı'na mensup olup, zamanında Germiyanoğulları ile birçok defalar savaşmış, Avşar Oymağı'nın buraya konan ilk uç beyidir. Acıpayam Ovası'ndaki köylerin oluşmasına ve Türkleşmesine sebep olmuştur. Ölümü H. 728/M. 1327 tarihidir. Karahöyükavşarı köyünde medfun Süleyman Sarızeybek ile Yeşilyuva Kasabası, Elmadağı'nda medfun Işık Süleyman'la yakın akrabadırlar. Bugün dillerden düşmeyen ve kendi dalında Türkiye de tek düzenle çalınan "Avşar Beyleri" türküsü Karaağaç Baba'nın Germiyanoğulları ile yaptığı savaşlarda yaratılan kahramanlıkları dile getirir. Adını sevdiğim Avşar Beyleri, Size de vezirlik yakışıp duru, Topla dizgini, tanı kendini, Karşıda Germiyanlar bakışıp duru. Rivayetler: "Ak sakallı, sarıklı, sırtında cübbe ile" aşikar ve rüyalarda köy halkından bazı kişilere göründüğü, "sana cenneti göstereyim mi" dediği, "Göster" denilmesi üzerine "Gözlerini yum" dediği, hayli yol aldıktan sonra "Aç gözlerini" deyip de gözlerini açan kişinin her tarafın yemyeşil, güllük, bahçelik, çok güzel bir yer olduğunu gördüğü, türbesine girerken kapısında görüldüğü, mezarın başına su dolu bir testi konulduğu, bu suyun bir iki gün içinde boşaldığı, bu nedenle devamlı testilerde su bulundurulduğu rivayet edilmektedir.
 2 - SÜLEYMAN SARIZEYBEK TÜRBESİ:
 Karahöyükavşarı köyü İtik(Iscak) Tepesinde, eski mezarlık içinde, köye 300 metre uzaklıktadır. Türbe, dört köşe, taş çağıl şeklinde örülmüş, üstü kiremit örtülü, penceresi bulunmayan basit kapılı bir yapıdır. Bakımsız, sergisiz, sıvasız olup, bina özelliği yoktur. Türbe içinde bulunan üç mezardan birisinin Süleyman Sarızeybek'e, diğerinin eşine, sonuncusunun ise kızına ait olduğu bilinmektedir. Mezar uzunluğu 2,25 metredir. Türbe vasfı kaybolmak üzeredir Kitabesi yoktur. "Zühtü" adıyla da anılmaktadır. H. 745/M. 1345-6 Gölhisar Sultanı Mehmet Çelebi'nin emri ile Germiyanoğullarına karşı harekete geçen Karadağ Baba'nın uç beylerinden olduğu, Avşar Oymağı'na mensup olup, Karahöyükavşarı köyünün kurucularından olması nedeniyle köye isminin bu nedenle verildiği, Elmadağı'nda medfun "Işık Süleyman" ile akraba olup, Karaağaç Baba sülalesinden olduğu ve çevrede ilk emniyet teşkilatının "İleri Karakol" kurucusudur. Acıpayam Ovası'nın fethinde Karaağaç Baba ile birlikte bulunmuş ve uç beyliği görevini yapmıştır. Türbe binası daha sonraki yıllarda yaptırılmıştır.
 3 - BEYAZID HAN TÜRBESİ:
 Yeşiyuva Kasabasının, Yaka Mahallesi, Kavcarlar Sokağındadır. Dört duvar arasında, dört köşeli, duvarları taş yapılı, havuzvari, mimari özelliği bulunmayan, üstü tamamen açık, tek kapılı ve odalı, penceresiz bir yapıdır. Üstü kubbeli iken bakımsızlıktan zamanla yıkılarak bugünkü haline gelen türbe H. 1105/M. 1693 tarihinde Hacı Osman Zade Halil tarafından tamir ettirilmiştir. Etrafı bahçe duvarı ile çevrili türbe binasının dışında türbenin M1693 yılında tamirini yaptıran Hacı Osman Zade Halil'in mezarı vardır. Türbe içinde bir adet Beyazıd Han'a ait betonla yapılmış kabir ve baş ucunda erk ağacı bulunur. Bakımsız kendi haline terk edilmiş bir türbe durumundadır. Beyazıd Han'a ait bir kitabeye rastlanmamıştır. Ancak türbenin giriş kapısı üzerine 15x40 cm ebadında mermer üzerine karışık bir tarzda hak edilmiş üç satırlık Osmanlıca bir tamir kitabesi bulunmaktadır. Türbenin M.1693-4 yılında kasaba halkından Hacı Osman Zade Halil tarafından tamir ettirildiği bildirilmektedir. Kitabe aynen şöyledir: "Ne belürsüz olmuş idi. Beyazıd'ın türbesi,namu nişanı kalmamıştı, belürsüzdü tekkesi, tamirine şaro etti Hacı Osman Zade Halil, nasip ede ona Allah cenneti me'va.H.1105/M.1693-4 Beyazıd Han, Selçuklu uç beylerindendir. Semerkandi Baba ile emirlerine verilen birliklerle Elmadağını geçerek"Kayser Kalesi'nin(Yeşilyuva Kalesi) dışındaki Başalan, Adatepe, Kazlaryakası ve Kale etrafında toplanmış bulunan Bizans ordusu ile yaptıkları savaşlar sonucunda kaleyi zapteden, bu toprakların fethini, Türkleşmesini sağlayan ve bu uğurda şehit olan kişidirler. Şehit olduğu yerde anısına türbe yaptırılmıştır. Her iki uç beyinin kesin olarak doğum ve ölüm tarihleri belli değilse de M. 1100 yılı başlarında şehit oldukları kuvvetle muhtemeldir
. 4 - OĞUZ DEDE TÜRBESİ:
 Acıpayam İlçesi'nin Oğuz köyü içinde, İzzet HÖL'ün evinin bahçesinin kenarındadır. Kerpiç yapılı, dört köşe, ahşap, kiremit örtülü, tamamen harap olmak üzere, oldukça basit ve bakımsız bir binadır. Şu anda türbenin bakımını üstlenen ve tamiratını yaptıracak bir kimsenin bulunmaması nedeniyle türbe kaybolmak üzeredir. Üstü ve iki duvarı tamamen yıkılmıştır. Tek odalı türbedeki mezar ise bazı nedenlerle tahrip edilmiş olduğundan belirsiz durumdadır. Herhangi bir sergisi ve kitabesi yoktur. "Oğuz Baba"nın isminden de anlaşılacağı üzere Oğuz Türklerindendir. Köyün ismi Oğuz Baba dan kaynaklanmaktadır. Yakınındaki Alaattin kasabasında türbesinde medfun "Alaaddin Han"ın (Taşkın Dede) Oğuz Oymağı'nın önderlerinden olması nedeniyle Oğuz Baba ile çok yakın bir ilişki içinde oldukları söylenir. Doğum ve ölüm tarihleri tespit edilememiştir.
5 - ALAADDİN HAN(TAŞKIN DEDE) TÜRBESİ:
 Acıpayam İlçesi'nin Alaattin kasabasında "Taşkın Mevkii"nde tepe yamacında ve Ömer Acımaz'a ait tarla içindedir. Dört köşeli, ahşap çatılı, kiremit örtülü, mimari özelliği olmayan, duvarları harçla taş yapılı, sıvasız, bakımlı bir binadır. Şimdiki halindeki türbe binası "Kaykılar'ın Mustafa" tarafından 1974 yılında yaptırılmıştır. Daha önceleri yuvarlak ve kubbeli, üzeri sac kaplama ve tamamen Selçuklu mimari tarzında imiş, tek ahşap kapılı, tek pencerelidir. Hasır, kilim sergileri, kadın örtü giyecekleri bulunur. Kitabesi yoktur. Kasaba ve çevre halkınca "Taşkın Dede" olarak bilinen Alaaddin Han, Horasan Türkleri'nden olup, kasabanın kurucularındandır. Kendisi, eşi ve iki çocuğunun bu çevrede yapılan savaşlarda (M.1200 yıllarda) şehit oldukları, Anadolu Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat'ın sülalesinden olması nedeniyle bu isimle tanındığı ve kasabanın adının da buradan geldiği bilinmektedir.
 6 - TEKKE DEDESİ TÜRBESİ:
 İlçemize bağlı Yassıhöyük kasabasının "Höyük" mevkiinde, kasaba çıkışında ve yol üstündedir. Beşik örtülü, üstü kiremit örtülü, taş yapılı, sıvasız, bakımsız, mimari özelliği bulunmayan küçük, basit bir yapıdır. Türbe içindeki kabirin uzunluğu 2,5 metre olup, mezarın bazı kısımları kazılmıştır. Türbesinde yatan "Tekke Dedesi"nin 1200 M. yılı başlarında Acıpayam topraklarının fethine katıldığı, yapılan savaşlarda şehit olduğu, Horasan Erenleri'nden olduğu rivayet edilmekte ise de kimliği hakkında geniş bilgi alınamamıştır. Kitabesi yoktur.
 7 - MEHMET EMİN DEDE TÜRBESİ:
 Acıpayam ilçesi'nin Bademli köyünde, Hasan Hüseyin Tekin'in tarlası içerisindedir. Dört köşeli, ahşap, beşik örtülü, üzeri kiremit örtülü, taş duvarlı, bakımlı, sergili, duvarları çamur sıvalı, mimari özelliği olmayan basit bir binadır. Etrafı tel örgü ile çevrili türbe içinde, kadın baş örtüleri, bez parçaları, hasır, giyim gereçleri dikkat çeker.1000 m2'lik bahçesi içinde yaşlı çalı ağaçları bulunan türbenin köy muhtarlığınca yaptırıldığı bilinir. Kitabesi yoktur. Türbesi içinde 3 metre boyundaki mezarında yatan medfun zaatın savaş şehidi olduğu bilinmesine rağmen yeterli bilgi edinilememiştir.
 8 - ÖMER DEDE TÜRBESİ:
 İlçemizin, Yeşildere kasabası, Karkın mahallesi, Bekir Aslan'ın tarlası içinde ve yol üstündedir.Taş yapılı, üzeri kiremit örtülü, çatısı ahşap, bakımsız, sergisiz, bina özelliği olmayan basit bir yapıdır. Mezar çamur yapılı olup, harap olmak üzeredir. Kitabesi yoktur. Kimliği hakkında bilgi edinilememiştir.
 9 - GENÇ BABA TÜRBESİ:
 Acıpayam İlçesi'nin Yazır kasabası içindedir. Beton örtülü, kısmen bakımlı, taş yapılı, Selçuklu Mimari tarzında silindirik kubbeli bir binadır. Bakım ve onarımı ile kasaba halkından "Cinaliler" ilgilenmektedir. Asıl adı ve kimliği hakkında yeterli bilgi edinilememiştir. "Genç Baba"nın kasaba halkından "Cinaliler" sülalesinden olduğu, vakfiye sahibi, iyiliksever, güzel ahlaklı ve hayırsever bir kişiliktir.
 10 - ABDİL DEDE TÜRBESİ:
 Acıpayam İlçesi'nin Darıveren Kasabasında, kasaba dışında "Kelp Öldüğü" mevkiindedir. Briket yapılı, üstü düz hasır betonlu, dikdörtgen şeklinde, bakımsız, sergisiz, mimari özelliği bulunmayan bir binadır. İçindeki mezar beton yapılı normal bir kabir durumunda iken tahrip edilmiştir. Penceresi yoktur, tek odalı ve ahşap kapılıdır. Herhangi bir kitabesine rastlanmayan "Abdil Dede"nin 1890 yılında öldüğü, ehli takva, dürüst bir kişi olduğu, kasabadaki "Abailler" sülalesinden, bulunduğu kasabanın kurucularından olduğu söylenir. Türbe binasını Hatice Meydan yaptırmıştır. 1071'de Sultan Alparslan'ın Malazgirt Zaferi' nden sonra, Anadolu'da İslamiyeti yayan derviş gazilerindendir. Avşar Ovası'nda Bizanslılarla yapılan savaşlarda gösterdiği kahramanlık ve kerametleri halk arasında söylenegelmektedir.
 11 - GÜMÜŞ DEDE TÜRBESİ:
 Acıpayam İlçesi'nin Gümüş köyünde, Tekeli Abdullah'ın evinin bahçesindedir. "Hacı Nalbant Tekkesi" adıyla da anılmaktadır. Hasır betonla örtülü, dört köşe, taş duvarlı, bakımlı ve sergili, mimari özelliği olmayan binadır. Duvarları sıvalı, tek pencereli, içinde betonla yapılmış normal mezar bulunur. Kitabesi yoktur. Baş mezar taşında "Meçhul mefta ruhuna fatiha" yazılı olup, bu yazı 1973 yılında ve türbenin yapımı sırasında yazılmıştır.
 12 - BEDİRHAN TÜRBESİ:
 İlçemizin Bedirbey köyü "Erenler Tepesi"üzerindedir. Asfalt yoldan yaya olarak tepeye çıkılır. Beton yapılı, büyük bir mezar görünümündedir. Gerçek türbe binası görünümü yoktur. Bakımlı bir mezar halinde, toprak seviyesinden 1 metre yükseklikte, üstü açıktır. Etrafı düz alan olup, palamut ağaçları içinde tepenin hakim noktasındadır. Mezar taşında mermer üzerine "Allah Bakidir. Bedir dede ruhuna fatiha" yazılıdır. Bedirbey köyüne adını veren "Bedirhan" bu yöreye Horasan'dan gelen Oğuz Türkleri'nden ve Oğuz Oymak Beyleri'ndendir.
 13-KAMİL DEDE TÜRBESİ:
 Acıpayam İlçesi'nin Sırçalık köyü mezarlığı içindedir. Bina toprak yüzeyinden 50 cm kadar yükseklikte, tuğla ile çevrili, üstü ahşap çatı, dört köşe, konik kiremit örtülü, bakımsız, sergisiz, mezarı betonlaşmış bir yapıdır. Bina özelliği yoktur. Mezarın zamanla üç defa yapılıp, çatladığı söylenir. Çatı altlarına iç giyim eşyaları, kadın örtüleri, bez parçaları, hayvan kılları bağlanmış olup, tek odalı ve kitabesizdir. Kamil Dede'nin Oğuz Türklerinden ve Yörüklerden olduğu, Obanın şimdiki yerin yakınına yerleşmesinden sonra, Oba ahalisinin sancağını köyün halen bulunduğu yere dikmesi, köyün kurucularından ve ermiş bir kişi olduğu belirtilmektedir.
Acıpayam Genel Görünüm
 14-ARAP ALİ DEDE TÜRBESİ:
 Acıpayam İlçesi, Alaattin kasabasında, çay kenarında ve yol üzerindedir. Tek odalı, dört köşeli, briket yapılı, kiremit örtülü, duvarları sıvasız, sergisiz, normal bakımlı bir binadır. Mimari özelliği ve kitabesi yoktur. Hakkında bilgi edinilemeyen "Arap Ali Dede"nin Yörüklerden, ermiş bir kişi olduğu söylenir.
 ACIPAYAM İLÇE DOĞAL YAPILAR
 ACIPAYAM İLÇE TARİHİ MEKANLAR
 DOĞAL YAPILAR ASLANİNİ: Dodurgalar kasabamıza 2 km kadar mesafede ve Dodurgalar dağ yolunun 200 m kadar üst yamacında yer almaktadır. Girişi sarp ve kayalık olup, 65 cm çapında bir delikten içeri girilebilmektedir.
KAPUZ DERESİ MAĞARASI:
 Gölcük kasabamızın sınırları içinde, Göldağı Kapuz Deresi Vadisi'ndeki dik kayalıklardadır. Günümüzde mağaraya dağcılık teknikleriyle ulaşılması mümkündür. Mağaranın önündeki dereden akan şelale ve akarsu kaynağı Çameli İlçesi Yaylapınar Köyü'nden çıkmaktadır. Mağara girişinin antik dönemde kemerli duvarlarla kapatıldığı kalıntılardan anlaşılmaktadır. Mağara Roma ve Bizans dönemlerinde kullanılmış olmalıdır. Arkeolojik niteliği bakımından yöredeki nadir mağaralardandır.
 KELOĞLAN MAĞARASI:
Acıpayam ilçesinin 20 km güneydoğusunda bulunan Dodurgalar Kasabasının 6 km.- batısındaki Malı Dağı'nın doğu yamacında yer alır. Denizli-Antalya yolu hemen yakınından geçer. Mağara, Denizli-Antalya yoluna 2 km mesafededir. Yol çalışmaları tamamlanarak asfalt yol ile mağaranın girişine kadar araçlarla gidilebilmesi sağlanmıştır. Mağara 1110 mETRE rakımdadır. Dar bir girişten sonra uzun bir salon şeklinde uzanan 145 metre uzunluğunda fosil bir mağaradır. Mağaranın bol çatlaklı yapısı nedeniyle karstlaşmaya son derece uygun, Jura-krtase kireç taşları içinde gelişen mağara birçok damlataş sütunları ile birbirine geçen çok sayıda adacığa ayrıldığından girintili çıkıntılı bir yapıya sahiptir. Hemen hemen yatay gelişen mağaranın girişi 70 cm kadar yükseklikte olup; ilerledikçe 5-6 metreye kadar yükselir. İlerisi çatlaklar boyunca gelişmiş damlataşlar (sarkıt, dikit, sütun duvar ve örtü damlataşları) ile kaplıdır. Damlataş sütunları ile küçük odacıklara bölünmüş,
Dodurgalar Keloğlan Mağarası
 tek bir salondan meydana gelen mağara; nemli ve ılık bir havaya sahiptir. Haziran 1998'de dışarıda 32 C derece sıcaklık %65 mutlak nem varken, mağaranın girişinde 17 C derece sıcaklık %78 nem, salon başlangıcında 16 C derece sıcaklı %84 nem ve son bölümde 15 C derece sıcaklı %89 nem belirlenmiştir. Mağarada herhangi bir gaz yada rüzgar hareketi görülmemiştir. Acıpayam Ovası'na hakim bir noktada bulunan Keloğlan Mağarası'nın içi, görünümleri son derece güzel damlataşlarla kaplıdır. Sarkıt, dikit, sütun ve örtü damlataşlarından meydana gelen şekiller, mağarayı adeta damlataş ormanına dönüştürmüştür. Gerek mağara içi, gerekse doğal çevrenin güzelliği, Keloğlan Mağarası'nın turizm amacı ile kullanılmasına çok uygundur. Ayrıca Denizli'yi Antalya'ya bağlayan karayoluna yakın olması da önemini bir kat daha artırmaktadır
acıpayam resimleri
acıpayam fotoğrafları
acıpayam tanıtım